Ordunun Dereleri... Çok güzel ve şirin bir şehirdir Ordu. Zamanında gitme olanağım olmuştu. Şehir içini çok kısa bir süre gezmeme karşın, Perşembe’nin bir dağ köyünde geçirdiğim bir haftayı unutabilmem olası değildir. Tüm yaşantım boyunca tanıdığım bütün Ordulular ise hep iyi ve değerli insanlar olarak iz bıraktılar zihnimde. Bu maç öncesi ve sonrası yaşananlar ise Ordu ve Ordulular hakkındaki düşüncelerimi perçinledi. Sporun ince ruhunu ve gerçek anlamını canlı tuttukları için tüm Ordululara candan teşekkürlerimizi sunarız.
Maç ile ilgili söylenebilecek çok söz yok aslında. Bursaspor her zaman oynadığı oyununu yine sahaya yansıttı.Ancak gol vuruşlarındaki beceriksizlik maçın sonucu üzerinde etkili oldu. Ne var ki bu da çok doğal. Bazen vurduklarınız gol olmaz ve sahadan yenik ayrılır ama buna biraz canınız sıkılsa da, çok üzülmezsiniz. Tanıdığım bütün Bursalılar da bu düşünce ve ruh halinde.
Ayrıca hakem faktörünü incelemeye gerek var mı bilmiyorum? Yakaladıklarımızın yarısını atsak, hakeme rağmen bu maçı kazanırdık. Ama atamadık. Öyleyse hakemden söz etmeyelim.
Sonuç olarak: Ordu’nun dereleri bir kez daha yukarı aktı ve normal koşullarda Bursaspor’un kazanması gereken bir maç Bursaspor’un yenilgisi ile noktalandı. Ordusporluları bu başarılarından ötürü bir kez daha kutlamak gerek.
Antalya
Bu hafta yine çok zorlu bir sınavdan geçeceğiz. Mutlak surette yenilmememiz gereken bir maç. Yenilmemek çok önemli. Hele bir de yenersek.... Bizden mutlusu olmaz. Ancak bu maç saha içinde olacaklardan çok, saha dışında olabilecek şeylerle öne çıkan bir maç olmaya aday. Sporun ruhunu, anlamını daha öne çıkararak, yaşanabilecek kötü olayların önüne geçebilmek için olağanüstü gayretler sarfediliyor. Her iki klübün başkanları bu konuda öncü olmak zorundalar. Sevgili dostumuz Yılmaz Vural’ın çabalarını takdirle izliyor, ve ona sonsuz destek veriyoruz. Kimsenin gerçek sebebini bilmediği bir düşmanlığı yaşamanın ve yaşatmanın hiç kimseye hiç bir faydası olmayacaktır. Aksine, olabilecek en küçük bir olay bile, her iki camianın başına onarılması son derece güç hatta olanaksız işler açacaktır.
Yıllardır Bursaspor’un peşinden koşan biri olarak, bu düşmanlığın sebeplerini anlamak için küçük bir araştırma yapmaya çalıştım. Sebepleri bilen hiç kimseye rastlamadım. Ulaşabildiğim tek şey, iki tarafın amigoları arasında yıllar önce çıkan bir tartışmanın, bugünlere gelinmesini sağladığı yönünde bazı duyumlar oldu.
Tamam Bursa-Antalya kardeş olmasınlar. Bu zaten ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu. Ama bu anlamsız düşmanlığı sürdürmenin hiç kimseye olumlu bir şeyler sağlaması mümkün değil.
Bu çabaları, herşeyin önüne geçirerek, tartışılmasını sağlayan, taraftarları düşünceli olmaya çağıran ve gerçek spor adamlığının nasıl olması gerektiği konusunda adeta bir ders veren Yılmaz Vural’a sonsuz destek veriyoruz.
Teşekkürler Yılmaz Hoca...
Türk Futbolu: Nereye?
Hafta sonu Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan karşılaşmayı izledim. Dünyanın en önemli beş derbisi arasında gösterilen bu maç, gerek heyecan, gerek futbol kalitesi, gerekse de mücadele açısından düş kırıklığına yol açtı. Avrupa’da hezimetler yaşayan bu iki takım, birbirleri ile mücadele etmeyi bile beceremediler. Böyle ruhsuz bir oyun, böyle ruhsuz bir taraftar... Yıllardır belirli takımlar için oynanan ligler sonucu geldiğimiz noktaya da şaşırmamak gerek. Türk Futbolunu İstanbul’un üç takımına indirgeyen düşünce yapısı bugünleri hazırladı. Daha kötüsüne de hazır olmak lazım. Çünkü bu zihniyetin değiştirilmesi konusunda çaba gösteren hiç bir kurum yok.
Bugün Tromsö, şu an adını bile anımsayamadığım Güney Kıbrıs Rum ekibi... Yarın kimbilir hangi fiyaskolar???
29.11.2005 00:00:40, Tonguç Akkuş
Bu yazı 3748
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.