Bursaspor'un İstanbul takımları ile oynadığı maçlar öncesi ve sonrasında hep heyecanlı, çekişmeli ve heyecanlı olmuştur ama bu sefer ki heyecan farklı. Beşiktaş-Bursa maçı öncesi ve sırasında yaşanan akıl almaz olaylar; haftaya damgasını feci şekilde vurdu.
Şimdi herkes yazıyor çiziyor, ben olsaydım şöyle yapardım sen olsaydın şöyle yapardın diyor. Sizin anlayacağınız klasik Türk yaklaşımı "Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur" hesabı.
Bir insanın bu kadar nefret ve kin dolu olmasının sebebinin altında sadece futbol takımı tutmak yatamaz.Hayır inanmıyorum. Olayın kesinlikle psikolojik ve sosyolojik boyutu incelenmeli. Ülkemiz insanı bunalım ve sıkıntı içinde. Bunun en büyük göstergesi bu. Bursasporlu taraftarların İnönü stadına getirilmesinden, içeri sokulmasına kadar Polis'in hatası büyük. Bursasporlu taraftarların bir kısmının İstanbul'a hazırlıklı gitmesi normal çünkü Beşiktaşlı taraftarların çok önceden bu karşılamaya hazırlandıkları ortada. Efendim onun kafasına şişe gelmiş bunun üstüne gaz sıkılmış meselesini bir adım öteye geçip insanları bu ruh haline sokan şartları sorgulamak lazım. Stadyumlar insanlarımızın gazını boşalttıkları yer haline gelmiş durumda. Ülkedeki ekonomik şartlar insanları boğazlıyor. Sosyal hayatı sıfıra inmiş halk bu ucuz rahatlama arenasını seçiyor çünkü burada her şey serbest! En ağır küfür, sahaya eline ne geçerse atmak, maçtan önce iki bira içip sağa sola saldırmak. İşte en ekonomik deşarj yolu. Ama ülke şartlarıyla ilgili bir protesto için, yapılan zamlar ve tüm halkın hayatını olumsuz etkileyen bir hükümet kararı için, Cumhuriyete ve ülkeye yönelik tehditler için kimse ortada yok. Herkes sus pus evine yollanıyor.
Önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ünlü 'açılım' toplantılarından birini rektörlerle gerçekleştirirken, dışarıda gösteri yapanlar, demokratik haklarının karşılığında polisin 'orantısız güç kullanımı'yla, sille-tokat dayak yedi. Bir kısım öğrenci ise daha Çamlıca gişelerinden, hani Bursaspor taraftarlarının arandığı noktadan geri çevrildiler. İçinden sopa- bıçak çıkan otobüsü de, Bursaspor taraftarını da geri çevirseydin de ders olsaydı. Evet, dünkü maçta Bursaspor taraftarı 7.5 yıl sonra İnönü'ye girdi. İnsanlar 'Barış rüzgârları' beklerken gaz bombası rüzgarları esti. Futbol kamuoyunda herkes potansiyel olayların kapıda beklediğinin farkındaydı. Polis basit bir barikat yapıp, olayları filme almakla yetindi. Basın seyretti. Kulüp yöneticileri, federasyon yetkilileri sıcak koltuklara oturup maçın başlamasını beklediler. Öğrenciler için yapılan 'özel' hazırlıklar kadar, holiganlara karşı "özellikle Beşiktaşlı taraftarlara" karşı da hazırlıklı olmak gerekiyordu.
Spor tesislerinin girişlerinde yazan "Spor Dostluktur" veya "Ben sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim" türünden yazılar çoktan anlamını kaybetmiş.
Yazıklar olsun.
Bir insanın bu kadar kin ve nefreti göstermesi için ya ailesine, ya namusuna, ya da ülkesinin bütünlüğüne, bayrağına saldırılması lazım. Alt tarafı bir futbol maçı?
Bu nasıl bir cahilliktir?
İnanılmaz!
Bakın "Sporda Şiddet" yasası gelmiş sıkışmış bakanlıklar arasında. Adalet Bakanı "İşimiz başımızdan aşkın, bir de bunu çıkarmayın" demeye getiriyor, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı dahil tüm spor camiası bastırıyor.
Beşiktaş-Bursaspor maçının oynandığı gün, sayın Başbakan, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener'i kabul ediyor. Konu, yasanın "hızlandırılması"...
Peki, Dolmabahçe Meydan Muharebesi nasıl oldu sizce?
"Şiddet Yasası" kaçınılmaz ve acil duruma geldi. Allah'tan insan kaybı olmadan geldi çünkü adetimizdir ancak birkaç insan hayatına mal olduktan sonra olayları ele alırız.
Uğur ÇELİKKOL
07.12.2010
07.12.2010 14:15:22, Uğur Çelikkol
Bu yazı 4050
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
