Şampiyonluğa ulaşmak, yaşamak, tarihe tanıklık etmek ne güzel değil mi ? Bursaspor, "Anadolu Devrimi" diye adlandırılan şampiyonluğu hak etmişti.
Biz ligin rengiydik.
Kent gelişme adına dağını, denizini,ovasını,suyunu çiçeğini, böceğini özetle çok önemli değerlerini yitirdi.
Değerler üzerine yükselen sanayi futbol denilen sanayi içindeki dengeleri de değiştirdiği için şampiyonluğumuza Fenerbahçe fanatikleri dışında itiraz eden olmadı. Bir şekilde Bursa kenti ile alışveriş içinde olanlar, kentin yeni katma değerlerine ortaklıkları nedeniyle kıskançlığı değil, paylaşmayı tercih ettiler. Yani karşılıklı çıkarlar, futbolun sosyal psikolojisiyle buluşunca Bursaspor'un şampiyonluğu Federasyon'dan önce kamuoyunu yönlendiren tarafından tesçil edilmişti.
Yeni sezona "şampiyon" olarak başlayacağız. Şampiyonluk özlemimizdi. Bir şekilde giderdik işimiz bitti mi ?
Kazanılan her zafer sorumluluğu artırır. 30 Ağustos'u başaranlar Cumhuriyet'i kurdular. Türkiye'ye çağ atlatılar. Zaferlere tanık olanlar üzerlerine düşeni yaptılar. Batı'nın "Hasta Adamı"nı ayağa kaldırdılar. Bugünün sömürgeci devletleri kadınlarına seçme-seçilme hakkı vermezken Kurtuluş Savaşı'nın Kara Fatma'ları, anaları, bacıları yoksulluğu ve ezilmişliği üzerlerinden atarak dosta düşmana Ana olmanın ne anlama geldiğini göstermediler mi ?
Dünden bugüne baktığınızda ortaya çıkan fotoğrafın tümü sorumluluğunun gereğini yapan kurumların başarılı olduğunu gösterir.
Bursa ve Bursaspor birbirinden ayrılamayacağı için de şampiyonluğun en önemli aktörü konumundaki Bursaspor taraftarına yeni dönemde çok daha fazla sorumluluk düşmektedir.
Atatürk Stadı'nı ortadan kaldırmak isteyenlere önemli ders verilmişti. Şimdi Bursaspor taraftarının yeni dersler verme zamanıdır.
Kamu yöneticiliğine yasaların yüklediği "spor yoluyla halka hizmet" yükümlülüğünü yerine getirirken şampiyonlukta en büyük pay sahibiymiş gibi davranan kimi yerel yöneticilerle elini soğuk sudan sıcak suya sokmamak için her yolu deneyenlerin şampiyonluk pastasının kremasını yeni sezonda çok fazla hak etmemelerine karşın yemeğe çalışmalarının önüne geçebilecek yegane güç bizim sağduyulu taraftarımızdır.
Bursaspor taraftarı, şampiyon taraftar sorumluluğuyla hareket ettiğinde, kentli olmanın bilinci daha fazla gelişecek ve Bursa o zaman şampiyonlar kulvarında savunma değil hücum futboluyla başarılı olacaktır.
UEFA korkusuyla eksikleri giderilmeye çalışılan Atatürk'ün emaneti stadın yenisi tamamlandığında çevresiyle birlikte rantiyeye altın tepsi içinde sunulma planları yavaş yavaş raflardan indiriliyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin, "Yeni stadı parça parça alabildiğimiz katlılar oranında yapacağız" yaklaşımı, kentin kalabilen değerlerinden aslan paylarının verileceği kimi yapılardan Bursaspor'a katkı isteneceğinin tehlikeli işaretidir.
Kentin duygusallığı ve zafer sarhoşluğu devam ederken şampiyonlar ligi maçları sırasında "Rantiyenin çokuluslu çıkar ligi'nde kapalı kapılar ardında tek kale halinde Bursa'nın kalesine gol atma maçları da başlayacaktır. Bu gerçeği unutmayalım.
Bursaspor taraftarı, kentin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının peşinde olan çokuluslu egemenlerin bizden fazla Bursasporlu gözükenlerinin maskelerini düşürmek zorundadır.
Hepimize kolay gelsin.
24.07.2010 13:04:26, Levent Gencelli
Bu yazı 4021
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.