Bursa Bursa’da iyi şeyler de oluyor. Geçen yıl, örneğin Bursa Üniversitesi AB üniversiteleri için uyumda 117 üniversite arasından Bologna kriterleri konusunda genç üniversiteler içinde en iyi örnek seçildi.
Dün, Bal Göç adına Turhan Gençoğlu’nun açıklamalarını dinledik. Bal Göç bir sivil toplum kuruluşu olarak Birleşmiş Milletler teşkilatınca “Göçmen” lik konularında “Danışman” kuruluş olarak seçilmiş. Haberini Gazetenizin diğer sütunlarında okuyabileceğiniz için burada detaya girmiyorum.
Türkler’in VIII. Yüzyıldan beri Anadolu ve Avrupa’ya olan göçleri sonucu Osmanlı gibi bir büyük devletin kuruluşunu getirirken “Tuna Boyları” diyebileceğimiz Balkanları ve Anadolu’ nun tamamını “Yurtluk” tutmaları ile kesin yerleşmelerini getirmiştir.
Ne yazık ki XIX. Yüzyılın başlarından itibaren, Osmanlı Devletinin zayıflaması, “Balkanlar Sorunu” dediğimiz, ancak Birinci Dünya savaşı sonunda çözüme ulaşırken günümüze; yaygın bir coğrafyada “siyasi istikrarsızlık” anlamını içeren “Balkanlaşma” yada “Balkan Sendromu” kavramını hediye edivermiştir.
Elbette bu “hediyenin” biz Türklere çok acı sonuçlar getiren, “Tuna Boylarını” yurtluk olarak tamamen yitirmemiz demek olduğunu belirtmeliyim.
Tuna boyları yitirilirken Anadolu’ya büyük bir göç yaşanmış ve hatta halen yaşanmaktadır. Bu nedenle de Balkanlar’dan Türkiye’ye göç edenlere artık ikamet izni verilmekte açıkça isteksiz davranılmakta böylece Balkanlar’da Türk nüfusunun eksilmesinin önü alınmak istenmektedir.
Elbette Balkanlar diye kısaca söylediğimiz alanda var olan bir çok devlet yada devletçik içinde azınlık olarak yaşamaya devam eden Türkler veya Müslümanlaşarak “Türkleşmiş” bir takım uluslar da bulunmaktadır. Bu toplumların yüzünün Ankara’ya dönük olması doğaldır.
Hıristiyan bağnazlığı ve Batı’nın geleneksel “Türk ve Müslüman” düşmanlığı Balkan ülkeleri devletlerinin siyaseten izledikleri bir takım baskıcı uygulamaları yolu ile, bu toplumları yıldırarak, sindirerek Türkiye’ye gitmeleri yoluyla tasfiye etmek istedikleri, üstelik bu siyaseti Birinci savaş sonundan itibaren XX. Yüzyıl boyunca sürdürdükleri bilinmektedir.
Balkanlarda yaşayan soydaş, dindaş olan insanlarımızın yerelde sahip oldukları hakların izlenmesi her ne kadar bir devlet politikası olarak kurulan her Cumhuriyet hükümeti tarafından benimsenmiş ve uygulanmış olsa da tek başına yeterli ve başarılı olması elbette pek de olanaklı olamazdı.
İşte bu boşluğu Bal-Göç Derneği, güçlü kuruluş ağı ile ve bir sivil toplum kuruluşu olarak uzunca bir süredir yerine getirmekteydi. Turhan Gençoğlu’nun dünkü basın toplantısında büyük bir keyifle açıkladığı Birleşmiş Milletler Teşkilatının vermiş olduğu yeni misyon ile daha bir güçlenmiş olarak Bal Göç’ün hizmetlerini artan bir şevkle sürdüreceğini bildirmesi; hak edilmiş bir onurun sadece Bursa kenti ile değil fakat bütün ulusça ve Balkanlardaki diğer ilgili toplumlarla da paylaşılacak olmasının getirdiği, çalışmaları sonucu elde edilen bu başarı ile taçlandırılmış olarak herkesin elini mutlulukla sıkıyordu.
Elbette kentin Vali ve Milletvekilleri de bu anlamlı güne katılarak verdikleri desteği göstermiş oldular. Kentimizin belediye başkanları bir gün önce “Balkan Ülkeleri Büyükşehirler Ağı”nın etkinliklerine katılmak üzere bir gün önce Selanik’e gittikleri için bulunamadılar. Aslında sormak isterdim doğrusu kendilerine; “Böyle önemli bir toplantıya gitmeden önce, önemi giderek bu denli artan Bal-Göç Derneğinden, gittiğiniz yerlerdeki nüfusun sorunları hakkında bir birifink istediniz mi?” diye. Öyle ya, gittikleri yerlerdeki eş değer dernekler ile kuracakları temas sonucu edinecekleri bilgi ve belgeleri Bal Göç’e getirebilirler ve böylece de Bal Göç’ün konuları Birleşmiş Milletlere taşımalarında yardımcı olabilirlerdi.
Elin oğlu böyle çalışıyor. Ama bizde ne hikmetse kurumlar arasında sanki gizli bir perde var gibidir ve doğru düzgün organize olamayız. Belli ki, Uludağ Üniversitemiz yada Bal Göç örneğinde olduğu gibi iyi organize olabilirsek başaramayacağımız bir şey yok gibi geliyor bana.
12.08.2004 00:00:40, Tankut Sözeri
Bu yazı 3212
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
