Bursaspor’un ara transferde Kocaelispor’dan renklerine bağladığı Kemal Aslan’ı, A.Gücü maçında tribünde, ardından da mahzun bakışlarla İnönü’deki kulübede dalıp gitmişken görmek içimi sızlattı. Zihnim beni bir anda Euro 2004 Ümitler Şampiyonası’na götürdü. İngiltere ile oynuyoruz ve Fatih Sonkaya’nın golüyle Ada’yı sallıyoruz. İngiliz Milli Takımı’nın genç yıldızları arasında Defoe, Glen Johnson ve Wright-Phillips de var. O gün Raşit Çetiner yönetimindeki Ay Yıldızlı ekibin kaptanı ve de maçın yıldızı kim?

Kemal Aslan…

Elemelerde Portekiz’de bizim grupta.. Quaresma, Cristiano Ronaldo, Tiago’lu o Portekiz’i her iki maçta da deviriyoruz; 4-2 ve 2-1’le…Daha sonra, Wiesse, Görlitz ve de Lahm’lı Almanya ile kapıştık play-offlar’da..Avrupa’nın gözü bir anda bizim ümitlere çevrilmişti. Otoriteler 21. yüzyılın geleceği olarak gördükleri, Ronaldo’yu, Lahm’ı, Quaresma’yı sahadan silen gençleri konuşuyordu;

Tuncay Şanlı’yı, Serkan Balcı’yı, Sabri’yi, Selçuk Şahin’i, Volkan Demirel’i, Uğur İnceman’ı, Tayfun Cora’yı, İbrahim Toraman’ı ve de kaptan Kemal Aslan’ı…

Aradan 5 yıl geçiyor; Defoe geçen ara transferde 17 milyon avroya Tottenham’a geliyor. Johnson Portsmouth’da, Philips ise Manchester City’de ve de ulusal takımda ilk 11’e aboneler.

Dünya, Manchester United’da Ronaldo’yu ağzı açık seyrediyor. Bayern Münih’te forma giyen Philipp Lahm, Euro 2008 yarı finalinde Türkiye’ye attığı 3. golle Almanya’yı finale çıkarıyor. Bütün bu oyuncular 81’li Kemal’le aşağı yukarı aynı yaşta. Hadi yabancıları geçtik, 2004’ün o muhteşem ümitlerinin tamamına yakını, bugün Süper Lig’de şampiyonluk kovalayan takımlarda forma giyiyor. Hemen hemen hepsi milli takıma çağrılıyor. Tuncay, Ada’dan gelip kaptanlık pazubantı takıyor. 

Peki, ya Aslan Kemal nerde?

Ya tribünde, ya kulübede! Sakatlık deniyor.. Ne menem sakatlıkmış ki bu, bir fidanı böylesine elden ayaktan kesip, kemirip bitirsin!

Türk futbolu ve de Bursaspor adına insanın içi sızlıyor.

 
---

Şikeli günler geri döndü mü?

Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz ‘ın ‘Şike tereddütü yaşıyoruz. Eskiden olmuştu, yine olabilir endişesindeyiz’ açıklamaları gündeme oturdu. Başkan bu iddiasını, simsar olarak nitelediği bazı meçhul kişilerin ortaya çıkmasına bağlıyor. Bu arada bir bomba da 3. Lig’de patlıyor; Mezitler-Ceyhan maçı pazarlığı telekulak’a yakalanıyor! Demek ki şike, bu sene de yaptı pike! İnce ince işler, pas geçmeler, alınacak 3 puandan vazgeçmeler!  Geçmişde duymuştuk; hatır için olanı da var, çatır-çatır olanı da…Şikenin sözcük anlamı; ‘Sahte, numaradan, yalancıktan.’ GerçektenTürkiye’de şike var mı acaba? Herkes ‘var’ diyor ama izine rastlanamıyor. Hatır-gönül şikesi, para şikesi, ekonomik şike, politik şike gibi..Buyur, ispat et.

Bunun ispatı olmaz! Avrupa belgeyle değil, kanaatle karar veriyor. Mesela bizde iki kulüp yöneticisi anlaşmalı maç için, Federasyon Başkanı’nın gözü önünde para alıp-verseler yine de ispatlanamaz. Bir kulpunu bulup, işin içinden sıyrılırlar. Sözgelimi, tarihteki o meşhur Adana Demirspor-Boluspor maçı…Araştırma Komisyonu, Tahkim Kurulu ‘Şike’ deyip iki takımın da düşürülmüsine karar verdi. Yargıtay da onayladı ama sonuçta kimseye bir şey olmadı! Çünkü, ‘Parayı alanın da, verenin de kulüplerle ilgisi yok’ denip, konu kapatıldı.  Örneğin yakın geçmişte Süper Amatör’deki Gürsu 11-0 öndeyken, futbolcularının birer birer ortadan sıvışıp maçın yarıda kalmasına sebep oldukları Burgazspor’un karşılaşması. Deniliyor ki, ’İhtiyacı gelen tuvalete gitti, geri gelmedi. Ne yapalım?’ Anladık tamam;  belge yok, ceza da yok!