İlk 6 haftada topladığı 15 puanla lig otobanına çıkan Bursaspor, son 8 maçlık periyotta 3 puanı bir türlü hanesine yazdıramayınca çıkmaz sokağa girdi. Timsah ilk yarının kalan 180 dakikasında(*) ya geri dönüp yolunu bulacak, ya da uygun adım yürüyüşe devam edip duvara toslayacak!
Geldiği günden bu yana, "Bu takımda hırs yok, güven yok, moral yok, heyecan yok, ruh yok" ama 'sakat-eksik çok' diye enkaz edebiyatı yapan Güvenç Kurtar'ın sızlanmalarına daha fazla dayanamayan yönetim sorunu kökünden çözmek amacıyla A planını devreye sokmuş!
Başkan Yazıcı ve kurmayları, madem ki futbolcular bunalımda yani sorun ruhsal, bu işin üstesinden ancak bir psikolog gelir deyip, sevgili Yalçın Kireçci hocamıza işbaşı yaptırmış. Kireçci sürekli olarak futbolcularla temasta olacak, dert dinleyecek, bunalım giderecekmiş. İşin uzmanı olarak alışıktır ama anlaşılan arıza büyük.. Allah ona kuvvet versin.
Böylece 20 kişilik maç kadrosuna acilci doktor Uğur kardeşimizden sonra, bir tıp adamı daha eklenmiş oluyor.Bu konuda Kurtar'ın hakkını vermek gerek..'Sorun kafalarda' dese? Beyin cerrahisinden doktor gerekecek. Yetmez, 'Bunlarda yürek yok' deyiverse işin içine kalp-damar cerrahisi karışacak...Ya da 'Kondisyon sıfır, yürümeye mecalleri yok' diye buyursa bu kez de devreye fizik-tedavi uzmanları girecek. Hal böyle olunca da kadroda doktor ile futbolcu sayısı çift kale yapabilecek sayıya erişecek. Koy tepeye bir başhekim, al sana Özlüce Özel Hastanesi....Nasıl olsa her maçta 1-2 gazi var iş garanti, o zaman Acıbadem'e git-gel'e ne gerek var?
Son Konya deplasmanına takım otobüsünde giden Yalçın Kireçci maçı tribünden izleyerek notlar almış, gözlem yapmış. Türk futbol tarihinde psikolog eşliğinde bir maça giden ilk takım unvanı sanırım Bursaspor'un oldu. Kulüp otobüsüne binen ünlü sanatçılardan oluşan moral hocalarını gördük ama, bir ruhsal analizciyi hiç duymamıştık. Olaya dışardan bakan birini düşünün; bir otobüs dolusu depresif-agresif insan(!), başlarında da anti-depresancı bir uzman! Maç kafilesi değil de sanki hastaneden hastaneye hasta nakli!
Şüphesiz her çağdaş kulüpte olmazsa olmazların başında geliyor ruh bilimciler. Özellikle ülkelerin Ulusal takımlarının vazgeçilmezleridir onlar. Bir aya yaklaşan Dünya Kupaları, Avrupa Şampiyonaları gibi uzun soluklu organizasyonlarda mutlaka takımla beraberdirler. İster kulüp, ister milli takım bazında olsun bireysel ya da toplu seanslar yaparlar. Ancak bu sayı haftada bir, bilemediniz ayda ikiyi geçmez...
'Sevilla'da kaybettiğimiz bir maç sonrası takım otobüsünde kimsenin ağzını bıçak açmazken, ayağa kalkıp-Herkes dans edecek-' dedim. İşe yaradı, tüm oyuncular ayaklanıp, şarkı söylemeye, dans etmeye başladı.' Dünyaca ünlü teknik adam Helenio Herrera, takımını içine düştüğü krizden nasıl çıkardığını böyle anlatıyor. 60'lı yıllarda İnter efsanesini yaratan Arjantinli Hoca, "Cuma geceleri inzivaya çekilirdik. Futbolcularla tek tek yürüyüşler yapardım. Onların sırdaşı olur, sıradan sorularla kafalarını boşaltırdım" sözleriyle bunalım reçetesini açıklıyor.
Şimdi soruyorum: Bireysel ya da takım halinde futbolcuların sorununu çözmek Bursaspor'un aile büyüğü Güvenç Hoca'ya mı, yoksa bir kaç saatliğine önlüğünü çıkarıp muayehaneden Özlüce'ye geçen Yalçın Hoca'ya mı düşer?
(*) Ligin ilk yarısı 16 hafta üzerinden oynanacak. Büyükşehir Bld maçı ikinci devreye sarkıyor.
09.12.2008 12:37:34, Mustafa Özkeskin
Bu yazı 5586
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.