Karşılaşma örcesi stat dışı atmosfer, Beşiktaş'ın geçmişten gelen sabıka kaydının, Bursaspor taraftarın yüreğinden ve de belleğinden silinmediği mesajını veriyordu. Anlayacağınız gerilim yüksek, heyecan üst düzeydeydi. Öyle ki güvenlik güçleri, sınır ötesi harekata hazırlanan özel timler gibi, kıpır kıpır çevreyi kolluyor, havadan karadan yanlış hareket yapanın yakasına anında yapışacak izlenimi veriyordu. Beşiktaş Başkanı'nın stata gelişi ise bir başka görülmeye değer tabloydu! Kurşun geçirmez camları filtreli siyah minübüsden inişi, 20 kişilik goril ordusuyla korunuşu, Obama'nın seçim turlarında bile rastlanacak bir sahne değildi. Yani, Demirören ve kurmayları cephesinde, korku dağları bekliyordu. Ancak maç öncesi İstanbul medyasının ülke gündemine, Elm Sokağı Kabusu gibi lanse ettiği korkunç senaryolardan hiçbiri gerçekleşmedi.Çünkü Bursa seyircisi sağduyulu, işin bilincindeydi.
Beşiktaş sahaya pek havalı çıktı. Bu fiyakanın nedeni, hafta içi Trabzon'da alınan kupa galibiyeti olsa gerek. Siyah Beyazlı futbolcular kasılmaktan yürüyemiyorlardı! Yine de tempolu başladılar maça. Çünkü Kurtar'ın öğrencileri ilk yarım saati kazasız atlatmak amacıyla savunmayı diri tutmayı amaçlamışlardı. Geriye yaslanmaları şüphesiz rakibin yüklenmesine neden oldu. Haddini bilerek oynamak, Beşiktaş'ın baskın görülmesine yol açtı. Konuk ekip çok pozisyon buldu Bursaspor kalesinde. İster şans deyin, ister beceri. Yeşil Beyazlı savunma müthiş bir direnme örneği göstererek topun, 3 direk arasından ağlarına süzülmesine karşı koydu.
Belli ki Güvenç Hoca, 'Hani direnirsem, bir tanede kıstırırım' diye düşünmüş. Nitekim Sercan ve Romachenko ile de Rüştü'yü avlama şansı elde ettiler ama sonunu getiremediler. Bursaspor'da dün er, hamal, amele çoktu ama rütbeli kimse yoktu. İşin özü taktik belli, sistem açıktı: Toplu müdafa, yakalarsan zımbala!
Mutlaka takım içinden bir kahraman göster denirse bu isim, kanımca Bekir Ozan Has olur...20 yaşındaki bu genç öylesine özverili oynadı ki, Holosko ile Nobre'ye yeri geldiğinde yapışıp, sahaya dar etti, sonunda ikisini de kenara gönderdi. 3 gün önce hayattaki en değerli iki varlığından birini -babasını- toprağa veren bu çocuk, acısını yüreğine gömerken, arkadaşlarının desteğiyle Beşiktaş'ın 3 puanlık umutlarını da, Atatürk Stadı'nın çimlerine gömdü.
90 dakikaya 17 korner sığdıran Beşiktaş eğer bu maçtan tekleyip de ayrılıyorsa bu Bursaspor'un başarısıdır. Ev sahibi sıfatıyla, 'aman bir sakatlık olmasın' düşüncesiyle sahaya yayılan mütevazi bir takımın, herbiri apoletinde 3 yıldız taşıyan rakip futbolculardan ikişer yıldız sökmesi küçümsenecek bir iş değil. Bursaspor, böylesine bir kriz döneminde 'Kartal'ın iki kanadından birini kırıp uçurmuyorsa, bu kent için anlamı büyük.
16.11.2008 19:05:30, Mustafa Özkeskin
Bu yazı 4390
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
