Bazen öylesine ummadığım şeylerle karşılaşıyorum ki şaşkınlık içerisinde kalıyorum. Olaylar, kişiler ve gelişmeler çok hızlı akıyor. Öylesine şeyler birbiri peşi sıra gerçekleşiyor ki bu gelişmeleri öngörememiş olmam beni daha da şaşırtıyor. Geçtiğimiz sekiz-on yıllık dönemde hiçbir yönetim, başkan ve teknik direktör değişikliğini önceden tahmin edemedim. Bu öngörüsüzlüğüme bir türlü alışamadım. Son on yılda o kadar yönetim, o kadar teknik direktör değişti. Hiç birinde suların bu kadar ısınmış olduğunu farkedemeyecek kadar aymazlık içinde olmam, üzüntümü daha da arttırıyor.
Öyle ya, bunca yıl Bursaspor’u takip edeceksiniz, ondan sonra her yönetim ve özellikle de teknik direktör değişikliği size sürpriz olacak. Olanları mantığıma uydurmakta gerçekten güçlük çekiyorum. Madem ki ilk puan kayıplarında teknik direktör Samet Aybaba gönderilecekti: Sezon sonunda gönderilse daha anlamlı ve mantıklı olmaz mıydı? Madem ki Bursasporla Samet Aybaba arasındaki bağlar bu kadar sağlam değildi: Transferler niye onun istediği gibi yapıldı? Niye bu uzun yola onunla beraber çıkıldı. Geçen sezonun başarısızlıklarının ardından yollar ayrılsa buna kimin itirazı olabilirdi? Niye milyonlarca yeni Türk Lirası onun yanlış tercihleri doğrultusunda heba edildi?
Yoksa bütün bunlar Bursaspor’un iliklerine kadar işleyen siyasetin kirli oyunlarından mı? Geçen yönetim kurulunu sarsan olaylar şimdi başka bir şekilde yeniden mi sahnelenmek isteniyor. Geçen yönetim kurulunda sahnelenen oyun, başkanı istifa ettirterek onun koltuğuna kurulabilmek temeline dayanıyordu. Hatta Başkan Yazıcı bu oyuna engel olabilmek için tüzük değişikliğini şart koşmuş ve değişitirtmişti: Son kongrede yapılan tüzük değişikliği ile Başkanın istifası halinde yönetim kurulunun kendi içinden bir başkan seçebilmesinin önü tıkandı. Öyle bir durumda yeniden kongreye gidilmesi gerekiyor. Bu, bazı yönetim kurulu üyelerinin ihtiraslarının önünü tıkıyor.
Daha düne kadar Samet Aybaba’nın arkasında olduğu mesajlarını büyük bir kararlılıkla söyleyen Başkan ve Yönetim Kurulu bu kez niye Samet Aybaba’da ısrarcı olamadı? İlk ters rüzgarda herşey alt üst olacaksa niye sezon başında böyle bir inisiyatif kullanılamadı?
Bunun yanıtı Bursaspor’un içine işleyen siyasettir sevgili dostlar. Bir zamanlar, Belediye Başkanı Başkanlığa seçildiğinde de bu görüşteydim. Bir bakanın kardeşi Yönetim Kuruluna girdiğinde de görüşüm değişmedi. Siyasete ödün vermek adına siyasileri içinize sokarsanız, olacağı da zaten budur. Siyasete bulaşmak bazen tek kurtuluşmuş gibi görünür. Ama, siyaset, sporun asla içine girmemesi gereken bir olgudur. Son on yıldır Bursaspor topalanamıyor. Sürekli aşağıya doğru giden bir çizgideyiz. Bu geçen on yıla topyekun baktığımızda bu bataklıktan çıkamadığımıza şaşırmamak gerekir. Ama siyaset, içine girdiği kurumun kanını emmekle güçlenir.
Otuz iki dev adam dedik. Küme düştük. Yeni Belediye Başkanını Başkan yaptık. İkinci Ligde bir yıl fazladan kaldık. Zar zor Süper Lige çıktık. Bakan marifetiyle siyaset tekrar kulüpten içeri girdi. Yönetim Kurulu Üyeleri Emniyetlik oldu. Başkanı istifa ettirterek yerine geçmek için çok çabaladılar. Yeniden kongre kararı alındı. Para toplandı dediler: Aslında ne kadar para toplandığı bir türlü anlaşılamadı. Yönetimin içine giren siyasetçi ikinci bir Başkan gibi davranmakta bir sakınca görmedi. Ne olduysa oldu; Yönetim Kurulu Üyeleri, kendilerini listesine alan başkanları ile ters düştüler. Bir gecede teknik direktör gitti. Sabahın erken saaatlerinde yeni teknik direktör ile anlaşıldı.
Bu arada, Bursasporluların yeni stadın yerinde yapılması ile ilgili kampanyaları sonucunda Belediye Başkanının Bursaspor’a olan desteğinin nasıl gerilediğini de bu kapsamda değerlendirmek lazım.
Yeni Teknik Direktörümüz Güvenç Kurtar hepimize hayırlı olsun!
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 10 Kasım 2008