Bursaspor üzerine Yazı yazmak ... Aylardır sesimiz soluğumuz çıkmadı değil mi? Yazarlar köşesinde adımız duruyor ama en son yazımızı Hagi'nin gelmesinden önce yazmışız. O zaman ki heyecanımızı daha doğrusu, umut dünyamızı renklendiren bu gelişme üzerine duygu dünyamızı dökmüşüz kağıda.
Ama ya sonrası? Tıkanmışız kalmışız ya da küsmüşüz birilerine, yeşil şehrin insanlarına... Zor gerçekten zor, Bursaspor gündemsizliği içerisinde yazı yazmak zor. Maçlar sonrası hangi futbolcu ne kadar iyi oynadı Okan nasıl gol kaçırdı, taraftar nasıl bağırdı yazılarını yazmak bile zorlaştı ki onları yazan büyüklerimiz zaten var Bursa Spor Basınında.
Amacımız Bursa’nın sosyal yapısı ile Bursaspor gündemini bağdaştıracak, ve bu futbol takımını şehrin gözbebeği değerlerden biri olarak gördüğümüzü vurgulayan yazılar yazmak ama moral açısından ne vahim bir durumda buluyoruz kendimizi ki bunları yazacak gücümüz kalmıyor.
Olaylara duygusal yaklaşmak olabilir içinde bulunduğumuz ruhsal durumun sebebi. Hagi’nin gelişi ve gidişi arasında yaşadığımız umutla – hüzün arası yolculuklar, ve sonrasında kendimizi bulduğumuz "Ümit'li" nokta hemen kabul edebileceğimiz gelişmeler değildi. Ama bitti. Ve geçti...Demek bizde artık katılaşmalı, sadece yüreğimizle oynamamalıyız bu mücadelemizde...yapabilir miyiz sizce?
Bursa sevdalısı insanlar yurdun dört bir yanında, bunlardan birisi de Ankara'da yaşayan Prof.Dr. İsmail Doğan. Hatırlayacağınız üzere kendisi Bursaspor'da Hagi'nin gitmesi ile yaşanan gelişmelerden sonra Bursaspor hakkında artık yazı yazmayacağını belirtmiş son olarak Güle Güle Hagi başlıklı yazısı ile de buna noktayı koyduğunu söylemişti.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Doğan yaşadığımız karlı günlerin ardından "Şehir ve Kar" adlı bir yazısını bizlerle Kent Gazetesi aracılığıyla paylaştı. Benim çekip gönderdiğim karlı Bursa fotoğraflarından ilham aldığından bahsetmiş, ve aslında başka bir konuda yazdığı yazı varken karlı ve soğuk günlere uygun bu kar yazısını göndermişti.
Yazısının “Karla Arınmak” başlıklı bir paragrafında bakın ne diyor İsmail Bey;
"Kar yaşamı duvarların gerisine çeken bir konuk olarak algılandı hep. Ne kadar yanlış, ne kadar yanıltıcı bir tutum! Kar olmadan da yaşam coşkusunu hanelere tutsak eden kültürlerin kaçınılmaz gerekçelerinden biridir bu. Oysa kar yaşamın bahara özgü dinamizmi için gerekli olan limanda, bekleyenlere sunulan bir yaşam iksiridir. Önce tabiata siner karın gücü. Bu, çağıltısını ancak baharda duyabildiğimiz bir buluşmadır. Beyazlara bürünmüş kentin üzerinde bu iksir estetik bir örtüden akar zihin dünyamıza. Lütfen kara ve onun bembeyaz örtüsüne bakın! Karşıki ağaçlara, camilerin kubbesine, okulun önündeki göndere, sokağınızın kar altındaki masumiyetine bakın. Gözlerinizin temas ettiği her bir köşe karlı bir gecenin masumiyetinden damıtılmış renkler, çizgiler ve düşler getirecektir dünyanıza. Tıpkı baharda yeşili seyreden gözlerin getirdiği ışıltıdır bu. Muhtemeldir ki filozoflar gözlerdeki bu ışıltıya, zihinlerdeki bu dinginliğe karla arınmak demektedirler."
Yeni bir yılda yeni umutlarla dolduğumuz bu günlerde Bursaspor ve ona gönül verenler içinde karlı günler yaşanmalı...Karla kaplanmalı bütün kötülükler, pislikler ve karın altında eriyip yitmeli kötü anılar.
Ve bahar geldiği zaman yeni bir yaşam yeni bir Bursaspor çıkmalı “yaşamın bahara özgü dinamizmi için gerekli olan limanda, bekleyenlere sunduğu yeni bir yaşam iksiri gibi”...
Ve hepimizi ateşlemeli...
Yoksa 2004 ‘te de Samanlı dağları ile Uludağ arasında sıkışıp kalmış bir vizyonun esiri mi olacağız?
Esaret bize yakışmaz.
19.01.2004 00:00:40, Uğur Çelikkol
Bu yazı 4094
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.