Çaresi yok… Bu şehri anlamak zorundasınız. Ya anlayacak, ya da anlayacaksınız. Önünüze konan başka seçenek olmayacak. Böyle kurumlar satıp, böyle tavırlar ortaya koyacak idiyseniz, keşke bu görevi baştan hiç kabul etmeseydiniz.
Çıkacaksınız kameraların karşısına: Konya başarılı takım. Biz Konya’yı yendik. Biz de başarılı takımız diyeceksiniz. Hem de kime? Yerel basına söylüyorum diyerek, böyle düşünen bütün Bursasporlulara… Engin Hoca sen, sana söylenenlerden bu sonucu çıkarttıysan, hiç bir şey anlayamamışsın demektir. Yürüttüğün düz Aristo mantığı da, Aristo mantığını bile kavrayamadığını gözler önüne sermeye yetti.
Hayat acıdır. Biber de acıdır. Öyleyse hayat biberdir. Değil mi Hocam?
Sen Bursaspor’un ayağına kadar gelen bütün fırsatları elinin tersi ile it. Bursa’da Antalya’yı yeneme, Sivas karşısında futbol oynama, Bursa’da Fenerbahçe’den dört ye… Hiç sesin, soluğun çıkmasın. Bursa’da Konya’yı yen, ondan sonra herkese laf söyleme hakkını kendinde bul. Pes doğrusu! Bugün otuz altı puandayız. Geçen üç maçtan bir yerine yedi puan getirebilsen bugün nerelerde olurduk onun hesabını yap. Oturup yerel basını sorgulayacağına, öncelikle kendini sorgula… Bu şehir sen başarılı olduğunda seni takdir etmeyi de bildi. Başarı da takdir edildiysen, başarısızlıkta da eleştirilirsin. Bunu bilmiyor olamazsın. Bir galibiyette bu şehre kinayeli laflar etme hakkını kendinde buluyorsan, yenilgi halinde de aynı lafları işitme hakkına sahip olursun. Bak, bu da Aristo mantığı. Hak ettiğin şey de, tam olarak bu.
Toplam on galibiyet almışsınız. On da yenilgi. Attığınızdan üç fazlasını da yemişsiniz. Bu mudur başarı? Hedef baştan koyuldu. Küme düşmeyelim yeter! Bursaspor küme düşmeyecektir. Ama Allah aşkına söyleyin: Başarı dediğiniz bu mudur gerçekten? Bunca yıl sonra, beyinlerimiz bununla mı tatmin olacak? Geçmişe baktığımızda, bu başarılardan otuz yedi tanesinin zaten elimizde var olduğunu görürüz. Bu nasıl bir başarıdır ki bizi bir yere götürmez? Bu nasıl bir anlayıştır, ki bizi on yıllar boyu yerinde saydırır?
Bu kenti, bu kentin dinamiklerini kavrayamayan insanlar, bu kentin beklentilerini de karşılayamazlar. Ve durduk yerde de kavgalar çıkartırlar. UEFA dedik, Şampiyonlar Ligi dedik. Aman fırsat bu fırsattır dedik. Önce kırk puan dedin. Bu arada da atı alan Üsküdar’ı geçti. Geçen üç maçta biraz güvenli, biraz ne yaptığını bilen bir futbol oynayabilseydik bugün zaten kırk puan barajının üzerinde olurduk. Şimdi artık ne yaparsan yap UEFA’ya gidemezsin. Inter toto’ya bile gidemezsin. Bu saatten sonra Konya’yı, Antep’i yener ve laf sokuşturmaya devam edersin.
Keşke, bu laf sokma azmini bulduğun kadar, hırsını takıma yansıtıp, kazanmak durumunda olduğun maçlarda, takıma maç kazandırsaydın. Şimdi olanı görüyor musun? Kazandığımız bir maçın ardından seni konuşuyoruz.
Tonguç AKKUŞ
2 Nisan 2007
