
Kişinin belli bir kariyere ve seviyeye gelmesi için öncelikle `adam gibi adam` olma şartı gerekiyor veya aranıyorsa, bir futbol takımının da başarıya ulaşma yolunda olmazsa olmazların ön sırasını `takım gibi takım` olması alıyor.
Dün seyrettiğimiz Bursaspor-Kayserispor maçında, sonucunda bunun en canlı numunesini yaşadık ve gördük.
Öncelikle Bursaspor`u, hem de Bursa`da 3-0 gibi farklı bir skorla mağlup eden Kayserispor `takım gibi takım` özelliğine tam uyuyor.
Oynadığı futbol, oyuncularının bireysel olarak üst düzey kaliteleri, çalıştırıcısı Ertuğrul Sağlam`ın hem insan, hem futbol bilgisi yönünden sağlamlığı, Kayserispor`un ligin üst sıralarında bulunmasının ve Avrupa kupalarında yer alma isteğinin boş olmadığını gösteriyor.
Bursaspor`a gelince;
Ortada `takım gibi takım` olabilme durumundan bahsetmek mümkün mü?
Bursaspor`un ligin ikinci devresi başlamadan oynadığı ve yine Bursa`da bir diğer Kayseri takımı Erciyes`ten 4 gol yiyerek elendiği kupa maçı sonrası bazı tesbitlerde bulunmuş, ancak aksi yönde iddialar ve tepkiler almıştım.
Yeşil beyazlı takımın öncelikle devre arasında iyi çalışma devresi geçirmediğini, Engin İpekoğlu`nun dümene geçtikten sonraki ilk 4-5 maçtaki başarıda Raşit Çetiner`in kondisyon ve oyun disiplini mirasını harcadığını, kendisiyle ilgili değerlendirmenin ancak ikinci yarı maçlarında yapılabileceğini belirtmiştim.
Bugün baktığımızda; Bursaspor`un ligin ikinci yarısında oynadığı futboldan, kondisyonundan, oyun disiplininden ve aldığı sonuçlardan memnun olan var mı?
Bursaspor takımının ve futbolcularının artı veya eksi görüntüsünün hesap ve sorumluluğu teknik yetkili Engin İpekoğlu ve kadrosunundur.
İpekoğlu`nun insani değerler açısından örnek ve süper olduğunun altına imzamı hemen atarım. Ama Süper Lig deneyiminde, kalitesinde ve yeterliliğinde bir teknik adam mıdır? Buna kendimce yine hemen `hayır` derim.
Engin İpekoğlu, değil Süper Lig`de; 3. Lig`de bile kendi adına rüştünü ispat etme, başarıya ulaşma, bir takımı üste çıkarma refansına sahip değil. Bursaspor, Hagi`den sonra yine deneme riskinde.
Faturayı sadece Engin İpekoğlu`na çıkartmanın haksızlık olduğunu söyleyebilirsiniz. Bundan tabii ki haklılık payı var. Başkanın lokomotif olduğu yönetim, futbolcular, yerel basın yani bizler ve en son halka olarak taraftar olmak üzere herkes belirli ölçülerde başarı veya başarısızlığa ortak...
Ibrahim Alakoç
Olay Gazetesi