Hollanda kampında iki günü geride bırakırken, buraya ait izlenimleri 2003 yılının Hollanda macerası ile mukayese etmekten kendimi alıkoyamıyorum. Hagi döneminde de bu yakın coğrafyada bulunmuş, onca gösterişli ve gürültülü kamp sürecine karşın, bizi umutlandıran birkaç küçük ayrıntı dışında, ileriye dönük büyük beklentilerle buluşturacak gelişmelere tanık olamamıştık. Sonucu ise hatırlamak bile istemiyoruz. O dönemde, gurbette binlerce Bursasporlu vardı, Hagi ve takımın attığı adımı bile büyük bir merakla takip eden... Bugün sadece Bayram Şen ve ailesi var, İsrail takımıyla oynadığımız iddiasız `iddaa` maçının tribünlerinde. Bayram su katılmamış bir fanatik. Belçika`dan kalkıp Hollanda`ya gelen ve yanına yine ailesini ve ailenin en küçük Bursasporlusu Esma`yı da alan. Maç öncesinde kale arkasına, bizzat kendi eliyle hazırladığı pankartı asıp tribüne döndükten sonra, kulağıma eğilip, `yine 2003 faciasını yaşamayız di mi` derken, yüreğini rahatlatacak birkaç cümle duymak istese bile tedirgin. Sadece o mu! Bursa tedirgin... Bursa`nın dışındaki binlerce, onbinlerce Bursalı tedirgin. Transferde yaşanan trajikomik gelişmeler, adını bildikleri ama kendisini yeşil beyaz formayla göremedikleri onlarca futbolcu adayı ve şunun şurasında iki hafta varken lig mücadelesinin başlamasına, hala nitelik olarak hedeflenen kadrosuna ulaşamamış bir Bursaspor. Hadi gel de umutlu ol... İki gündür kıymalı makarna yemekten usanmış bir takımı, birazdan İsrailli rakibi karşısında görüp, kampın ilk karnesini vermeye gayret edeceğiz. Yurtdışı kamplarını, özellikle gazeteciler için `tatil` fırsatı diye yorumlayan diğer servislerdeki arkadaşlara, Bursalı 6 gazetecinin daha iki günde yaşadıklarını, kameramanımız Ahmet Divlecen`in görüntülerinden tanık olunca, umarım önyargıları da ortadan kaldırma fırsatımız olacak. Bugün için maçı anlatma şansımız olmadı... Yarın, Bursaspor-Hapoel Kfar Saba maçında neler olup bitti, ayrıntılarıyla paylaşacağız.
Suat Paçacı/ Olay Gazetesi
 Facebook'ta paylaş
Bu haber 2667 kez okunmuştur.
|