Başkan Yazıcı içini Bursaspor dergisine döktü |
Bursaspor Dergisi’ne açıklamalarda bulunan İbrahim Yazıcı, Bursaspor’un şampiyonluğunun ardından bütün şehrin takımlarıyla gurur duyduğunu ve Bursa’nın her yanının Yeşil-beyaz bayraklarla süslendiğini hatırlatarak, "Ben eskiden İstanbul kulüplerinin bayraklarının asıldığı dönemleri hatırlıyorum. Şimdi asılmıyor. Çünkü Bursaspor şampiyon oldu. Bu kulübe sahip çıkmak lazım. Ben bugün varım, yarın yokum. Maalesef Bursa, kulübüne sahip çıkmıyor. Bu eleştirimi taraftar bazında söylemiyorum. Bundan kim ne alıyorsa onu alsın. Benim bir beklentim yok. Bursaspor’u basamak yapıp bir yerlere gelmek gibi bir niyetim de yok" dedi.
Bursaspor’un şampiyonluğunun ardından bırakın desteklenmeyi, çok ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya kaldığını belirten İbrahim Yazıcı, "Benim başıma gelenler kimin başına geldi? Şampiyon başkan olmanın bedelini başka türlü ödedim. Bunlar olacak işler miydi? Düşünüyorum, kendi kendime cevap veremiyorum. Hakkımızdaki iddiaların hanginin aslı astarı var? Fenerbahçe’nin başındaki olayları görüyoruz. Çok ciddi olaylar var. İddialara göre birçoğu kayıt altında, mahkemeleri devam ediyor. Bu konulara girmek istemem ama bizim şaibesiz bir şampiyonluğumuz var. Bugün Türkiye’nin gündemine oturmuş olaylara rağmen takımına sahip çıkan taraftar topluluğu görüyoruz. Stadyumları dolu. Mahkeme kapıları da dolu. Her yerde varlar. Bana ’geçmiş olsun’ diyen olmadı. Bütün Bursa bunu bilsin. İnsan hata yapabilir. Kulüp lehine yapılmış şeyler var. Hiç bir şey yok. Aylarca incelendik. Çok doluyum. Bunların cevabını kongrede vereceğim. Şimdiden söylüyorum, kongrede konuşmamı herkes dinlesin. O kadar doluyum ki konuşmamakla iyi mi ediyorum, kötü mü ediyorum bilemiyorum. Bursaspor açısından şu an konuşmamak daha iyi diye düşünüyorum. Ama mutlaka konuşacağım’’ diye konuştu. "ÇOK ŞÜKÜR GÖZLERİM AÇIK GİTMEYECEK"
"Çok şükür gözlerim açık gitmeyecek" diyen Yazıcı, Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi maçları için gittiği her ülkede çok iyi ağırlandığını, rakiplerini de Bursa’da çok iyi ağırladığını vurguladı. Yazıcı, Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmenin Bursaspor’u farklı bir yere taşıdığını söyledi. Bursaspor’un ancak ufku geniş kişilerin yönetimiyle bir yerlere gelebileceğini ve şampiyonluk yaşayabileceğini vurgulayan Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benden sonra gelecek kişi kim olursa olsun, Bursa’yı aşmış kişi olmalı. Bursaspor’u şimdiye kadar kimlerin temsil ettiğini herkes bilir. Oradaki çöküşü de iyi bilirler. Bursaspor bir daha o günlere geri dönmesin. Bursaspor’un başarısı herkesin gururlanmasını sağlayacaktır. Bursaspor siyaset üstü olmalıdır. Benim başkanlığım dönemimde hiç bir zaman siyaset konuşulmadı. Benim yönetici arkadaşlarımın bazılarının eğilimini bile bilmem. Bunu da önemli bir not olarak söylüyorum." "BUGÜNE KADAR YAPTIĞIM İŞLERİ YARIM BIRAKMADIM"
Bursaspor’un mayıs ayında yapılacak kongresinde aday olup olmayacağına dair soruya ise Başkan Yazıcı, "Bunun cevabını herkes bekliyor. Daha zaman var. Devam edecekmiş gibi işlerimize devam ediyoruz. Bugüne kadar yaptığım işleri yarım bırakmadım. Şu an için bırakacağım diye bir eğilimim yok. Bırakmamı isteyen epey muhalif var" dedi.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun seçimli olağanüstü genel kuruluna ilişkin de değerlendirmede bulunan Yazıcı şunları söyledi:
"Biz en başından beri söylediklerimizin arkasında durduk. Yıldırım Demirören’in adaylığı konuşulmaya başlandığı andan itibaren kesinlikle desteklemediğimizi söyledik. Bugün de dimdik ayaktayız. Tek aday olduğu içinde genel kurula girmeyi uygun bulmadık. Eğer fikirlerine güvenebileceğimiz adaylar olsaydı, girer desteklerdik. Bursaspor o kadar temiz ki, bu temizliği sebebiyle dimdik ayakta duruyoruz. Şu bir gerçek ki tüm Bursa’nın övünebileceği tertemiz bir şampiyonluğumuz var. TFF genel kurulu birçok oyunun gölgesinde yapılan bir organizasyondu. Biz bu tür oyunların içine hiç bir zaman girmedik, girmeyeceğiz de. Bizim gördüğümüz Türk futbolunun bu kaos ortamından kurtulamayacağı. Keşke olmasa, ama Türk futbolu daha zor günler yaşayabilir." "FENERBAHÇE BİZİM TAKIMIMIZIN BÜTÇESİ KADAR PARAYI GUİZA’YA VERDİ"
Şampiyonluğun ardından yürüttükleri transfer politikalarının eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine İbrahim Yazıcı, "Kimine göre hata olabilir. O günkü şartlarda onu yaptık. Bunun hiçbir garantisi yok. Fenerbahçe’nin Guiza transferi örneği çok taze. Bizim takımın bütçesi kadar parayı bu futbolcuya verdiler. Ama adam oynayamadı. Öyle bir riske girmek de kolay bir iş değil. Bunların hepsi bir tecrübedir. Şimdi olsa herhalde daha farklı yaparız" dedi. "TÜRK FUTBOL TARİHİ AÇISINDAN BİR İLK YAŞANDI"
Bursaspor’da 1988-1992 yılları arasında da başkanlık yaptığını söyleyen Yazıcı, bu dönemde Türkiye’de sadece 1-2 stadın ışıklandırması varken Vakıfköy Tesisleri’ni ışıklandırarak gece antrenmanlarına uygun hale getirdiklerini hatırlattı. Yazıcı, Bursaspor’un 2. takımının 1998-1999 sezonunda şampiyon olarak 1. Lig’e yükseldiğini, bunun da Türk futbol tarihi açısından bir ilk olduğunu vurgulayarak, ancak ’’Ligde aynı kulüpten 2 takım olmaz’’ görüşü çerçevesinde şampiyon olan takımın lige kabul edilmediğini anlattı. "HAKAN ŞÜKÜR, ’BENİM BURALARA GELMEMDE İBRAHİM YAZICI’NIN BÜYÜK EMEĞİ VAR’ DEMİŞTİ"
Hakan Şükür’ün Bursaspor’a transferi ile alakalı ise Yazıcı, "Eskişehirspor’un eski başkanı Aydın Begiter beni telefonla aradı. ’Başkan benim b i vurgulayan Yazıcı, sözlir sıkıntım var. Seninle birlikte bu işi çözelim. Benim Sakaryaspor’dan bir alacağım var. Ödeyemiyorlar. Bundan dolayı hapis cezası alma durumları var. Olayın bu noktalara kadar gitmesini istemiyorum. Bunların elinde bir futbolcu var. Onu sen al. Ben de paramı kurtarayım’ dedi. Ben de kim olduğunu sordum, ’Hakan Şükür’ dedi. O günkü şartlarımıza uydu. Hakan’ı aldık, Yılmaz Vural’a, ’Al dedim, yeni oyuncumuz.’ Geçtiğimiz yıllarda ulusal bir gazetenin Türk futbolunun en iyi 11’i ni seçtiği geceye katılmıştım. Orada kaleciden forvete kadar efsane oyuncular seçildi. Son olarak Hakan Şükür sahneye çıktı. Hakan Şükür teşekkür konuşmasında, ’Benim buralara gelmemde büyük emeği geçen İbrahim Yazıcı’ya çok teşekkür ediyorum’ dedi. Bu benim için büyük bir gurur kaynağı oldu" şeklinde konuştu.
Yazıcı, göreve geldiklerinde takımın başında Bülent Korkmaz’ın bulunduğunu, daha sonra Samet Aybaba ve Güvenç Kurtar ile de çalıştıklarını, son olarak ise Ertuğrul Sağlam’ı takımın başına getirdiklerini söyledi. O dönemde Rıdvan Dilmen ile de temasta bulunduklarını anlatan Yazıcı, Sağlam’ın takımın başına gelişini ise şöyle anlattı:
"Bir işin devamlılığı varsa, başarı olur. Çok sık teknik direktör değiştiren kulüplerin halleri belli, biz de yaptık. Şartlar öyle getirdi. Rıdvan Dilmen ile de görüşüldü. Ertuğrul’un yaptığı teknik direktörlük tecrübesi Rıdvan’dan öndeydi. Rıdvan Dilmen, Türkiye’de sevilen bir isim. Rıdvan da gelseydi, Bursa onu da bağrına basardı. Benim Hakan Kalkavan diye bir arkadaşım var. Bir gün sohbet ediyorken, Ertuğrul Sağlam’ın ismi geçti. ’Ertuğrul Sağlam’ı tanıyor musun?’ dedi. Ben de ’tanıyorum’ dedim. Bu işin kontağını bu arkadaşım yaptı. İstanbul’daki evimde bir araya geldik. Birkaç kez görüştük. Ertuğrul Hoca prensipli birisidir. Ciddiyeti olan bir kişiliği var. Epey konuştuktan sonra bu işi kabul etti."
 Facebook'ta paylaş
Bu haber 2032 kez okunmuştur.
|