Nerede o eski timsahlar!
? |
2009-10 sezonunda Türk futbolunun en büyük tabusunu yıkarak şampiyonluğa ulaşan Bursaspor’un gelecek yıllara da damga vurması bekleniyordu. Ne var ki kadrodaki genç oyuncuların pek çoğu beklenen gelişimi gösteremedi...
Bursaspor’un kazandığı şampiyonlukta genç yerli oyuncuların gösterdiği performansın büyük pay sahibi olduğuna şüphe yok. 2010 yazında bol sıfırlı transfer haberlerine konu olan bu oyuncuların, ilerleyen yıllarda Türk futbolundaki yerlerini sağlamlaştırmaları bekleniyordu. Fakat saha dışında yaşadıkları sorunlarla yeşil-beyazlı ekipten uzaklaştıktan sonra, kariyerleri hiç de tahmin edildiği gibi ilerlemedi. Ozan İpek-Sercan Yıldırım-Volkan Şen üçlüsünün başını çektiği bu oyuncuların yaşadıkları kuşkusuz Bursaspor’un da hedeflerinden uzaklaşmasına neden oldu. Bir durum tespiti yapmak ve Bursaspor’un yaşadığı sorunların kaynağına inmek için bu oyuncuların şu anda nerede olduklarını hatırlatalım istedik. Bu sayede ülkemizin en çok futbolcu üreten kulüplerinden birinin yaşadığı sorunların nedenlerini daha rahat anlayabiliriz.
O kadar da muhteşem olmayan üçlü
2009/10 sezonunda Bursaspor’un hücum yükünü sırtlayan oyuncular kanatlarda oynayan Ozan İpek ve Volkan Şen ile forvette görev yapan Sercan Yıldırım’dı. En yaşlısı 1986 doğumlu olan bu üçlünün gösterdiği performans taraflı tarafsız tüm Türk futbolseverlerini heyecanlandırıyordu. Sezon sonunda İstanbul ekiplerinin yeşil-beyazlı ekibin kapısını bu oyuncular için aşındırdığına dair haberlerin ardı arkası kesilmiyordu. Herkes büyük bir transfer gerçekleşmesini beklerken Bursaspor, istikrar adına önemli bir hamle yaparak bu üç oyuncuyu da kadrosunda tuttu. Ne var ki işler sonrasında hiç de istedikleri gibi gitmeyince yaptıkları bu kararın pişmanlığını duymuş olmalılar.
Üçlünün en genci olan Sercan’ın kulübün efsaneleşecek isimlerinden biri olması bekleniyordu. Ancak genç oyuncu, bir Türk futbolcusunun yapabileceği tüm hataları çok kısa sürede yaptı. Teknik yönden yetenekli olmasına rağmen fiziksel olarak zayıf kaldığı için saha dışında yaşadığı sorunlar performansına doğrudan etki etti. 2010/11 sezonunun devre arasında yapılan Kenny Miller transferiyle ilk 11'deki yerini de kaybeden Sercan’ın takımdan ayrılacağı yüksek sesle konuşulmaya başlandı. 2011 Mart ayında Lokomotiv Moskova’yla görüşen genç forvetin, dizinden yaşadığı sakatlık nedeniyle sağlık kontrolünden geçememesi transferin gerçekleşmesini engelledi.
Sonraki sezon da takımda kalan Sercan’ın saha dışındaki ‘hareketli’ yaşantısı Anderlecht’le oynanan UEFA Avrupa Ligi maçından sonra tekrar gündeme geldi. Teknik direktör Ertuğrul Sağlam’ın takımdan gönderme kararı aldığı Sercan, transfer döneminin son günlerinde Galatasaray’ın yolunu tuttu. Bursaspor bu transferden 3 milyon avronun yanı sıra Musa Çağıran’ın bonservisini aldı. Bu transfer sonrası iki görüş hakimdi. Biri rehabilitasyon ustası Fatih Terim’in Sercan’ı özlenen formuna getireceğiydi. Diğeri ise Sercan’ın İstanbul’da saha dışında çok daha fazla mesai harcayarak daha da kötüye gideceği yönündeydi. Ne yazık ki ikinci senaryoyu dile getirenler haklı çıktı. Genç oyuncu, sarı-kırmızılı ekipteki ilk sezonunda zaman zaman kulübeden gelerek katkı verse de ikinci sezonunda tamamen gözden düştü. 2012-13 sezonunun devre arasında Sivasspor’a kiralansa da orada da kadro dışı kalmayı başaran Sercan’ın sonraki sezonda yaşadığı düşüş bir hayli keskin oldu. PTT 1. Lig ekiplerinden Şanlıurfaspor’a kiralanan oyuncunun, ‘genç’ sıfatını yavaş yavaş kaybetmeye başladığı şu günlerde iyice gözden düştüğünü söylemek yanlış olmaz. Bir zamanlar Türk futbolunun umudu olan Sercan’ın kendisiyle aynı kuşakta yer alan bir başka forvet Batuhan Karadeniz’le aynı hataları yaptığını görmek bir hayli üzücü.
Sercan’la birlikte Anderlecht maçının bir diğer kurbanı olan Volkan Şen, henüz Süper Lig semalarından uzaklaşmış değil. Bursaspor döneminde asistleri, patlayıcılığı ve tekniğiyle dikkat çeken Volkan’ın peşinde İstanbul büyüklerinin uzun süre koşması şaşırtıcı olmamıştı. Ancak kulübünde kalmayı tercih eden Volkan’ın 2010-11 sezonunda yaşadığı saha dışı sorunlar yeşil-beyazlı ekipteki geleceğini tehlikeye atmıştı. İki günlük tatilini ABD’de geçirmekte ısrarcı olan Volkan, dönüşünde kadro dışı bırakılmıştı. 6 gün süren A2 deneyiminden sonra affedilen oyuncunun kötü oynadığı her maçtan sonra yaptığı bu hata gündeme geldi. Anderlecht’e elenilen maçların sonucunda da Sercan’la birlikte satış listesine konuldu. Beşiktaş ve Trabzonspor’un transferi için yarıştığı Volkan’ın tercihi bordo-mavili ekip oldu. 3,6 milyon avro kazandırarak Karadeniz ekibinin yolunu tutan Volkan, burada da dikiş tutturamadı. Eski formunu bir türlü yakalayamayan Volkan’ın taraftarlarla, teknik heyetle ve yönetimle yaşadığı sorunlar bu takımdaki geleceğini de tehlikeye attı. Ağlayarak sahayı terk etmesinin sonrasında takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılan Volkan’ın yeşil-beyazlı ekibe dönüşü de gündemde. Ancak bu dönüşün şampiyonluk sezonundaki kadar büyük bir etki yaratacağını söylemek zor. Fiziksel ve mental olarak yıpranmış gözüken Volkan’ın Bursaspor’a dönmesi halinde rotasyon oyuncusu olmaktan öteye gidemeyeceğini söyleyebiliriz.
Ozan İpek, bu üçlüden hâlâ Bursaspor kadrosunda yer alan tek isim olarak gözümüze çarpıyor. Ancak onun da yeşil-beyazlı formadan uzun bir süredir ayrı olduğunu görüyoruz. Başarılı sol açığın saha içindeki performansıyla ilgili bir sorun yoktu açıkçası. Ne var ki 2012-13 sezonunda beklentilerin uzağında kalmaya başladı. Yetmedi takım arkadaşları Sebastian Pinto ve Gökçek Vederson’la saha içinde tartışınca kadro dışı bırakıldı. Devre arasında Mersin İdman Yurdu’na kiralansa da Akdeniz ekibinde 6 maça çıkabildi. Bu 6 maçta gol veya asist yapamayan Ozan, yine kadro dışı kalmayı başardı. Sezon sonunda yeşil-beyazlı ekibe geri dönüp, kampta iyi sinyaller verse de sakatlık belası yakasına yapışınca bir darbe daha yedi. Diz bağları kopan deneyimli sol açık, hâlâ sakatlıktan kurtulmaya çalışıyor. 27 yaşında olduğunu düşünürsek bu saatten sonra eski formunu yakalaması ve formayı alan Ferhat Kiraz’ı geçmesi çok zor görünüyor.
Yitik gençler
Bursaspor’un şampiyon olduğu sezonda pek forma şansı bulamasalar da Ozan-Sercan-Volkan üçlüsü kadar heyecan yaratan genç oyuncular da kadroda bulunuyordu. Serdar Aziz’in başını çektiği bu oyuncuların yeşil-beyazlı ekibe ciddi bir fayda sağlayamaması büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Stoper oynayan Serdar’ın güçlü fiziği ve soğukkanlılığı sayesinde milli takıma kadar yükselmesi bekleniyordu. Nitekim bunu başardı da. Fakat sonrasında saha içinde yaptığı hatalar bir türlü potansiyeline ulaşamamasına neden oldu. Abartılı agresifliğiyle pek çok maçta takımını eksik bırakan Serdar, yabancı sınırlamasına rağmen kendisiyle aynı tipteki yabancı stoperleri geçmeyi başaramadı. Tandemde İbrahim Öztürk’ün partneri Anton Ferdinand ve Renato Civelli gibi oyuncular oldu. Hatta geçen sezon futbolu bırakan 1977 doğumlu Ömer Erdoğan’ın genç mevkidaşı Serdar’la aynı sayıda maça (22) çıkması bu durumun en büyük özeti. Bu sezon 9 maçta şans bulan Serdar’ın adı şimdilerde Galatasaray’la anılsa da bu transferin gerçekleşmesi halinde bile kafalardaki soru işaretlerinin ortadan kalkmayacağı aşikâr.
Serdar, sözleşmesi her bittiğinde Bursaspor’la yola devam kararı alsa da onunla aynı yolda ilerlemeyen akranı takım arkadaşları saçma sapan şeyler yaşamak zorunda kaldılar. Bunlardan en çok dikkat çeken isim Muhammet Demir oldu. Santrfor mevkisinde oynayan 1992 doğumlu oyuncunun Sercan’la birlikte takımın gol yükünü uzun yıllar çekmesi bekleniyordu. Ancak 2010/11 sezonunun sonunda biten sözleşmesini yenilemek istemeyince Bursaspor günlerinin sonu geldi. Yönetim, anlaşılmaz bir şekilde oyuncuyu kadro dışı bıraktı. Devre arasında da Ahmet Arı’yla takas ederek Gaziantepspor’a yolladı. Takımın en önemli genç oyuncularından birini yok pahasına rakiplerinden birine kaptıran yeşil-beyazlı ekibin, oyuncunun gösterdiği gelişimi hayıflanarak izlediğini söyleyebiliriz. Attığı gollerle kırmızı-siyahlı ekibin önemli silahlarından biri olan Muhammet’in ilerleyen yıllarda A Milli Takım’da boy göstermesi hiç şaşırtıcı olmayacaktır.
Muhammet’le birlikte sözleşme yenilememe kararı alan oyunculardan biri de Eren Albayrak’tı. 2011 yazında Trabzonspor’un yolunu tutan 1991 doğumlu oyuncu, kiralık olarak farklı takımların formasını giydi. Orduspor günleri pek renkli geçmese de 1461 Trabzon’da ortaya koyduğu performans bir hayli etkileyiciydi. Mustafa Reşit Akçay yönetimindeki takımın parlayan yıldızlarından olan Eren, devre arasında hükümet güçlerinin de etkisiyle Çaykur Rizespor’un yolunu tuttu. Yeşil-mavili ekibin Süper Lig’e çıkmasına katkıda bulunan genç kanat oyuncusunun, Karadeniz ekibinin önemli isimlerinden biri olduğunu söylemek mümkün. Şimdilerde Volkan Şen’i geri almaya çalışan, Ozan İpek’in iyileşmesine umut bağlayan Bursaspor’un Eren’i kadroda tutması durumunda çok daha iyi sonuçlar alabileceğini söyleyebiliriz.
Yazan: Rafet B. Eryılmaz rafeteryilmaz@hayatimfutbol.com | 29.11.2013
 Facebook'ta paylaş
Bu haber 2658 kez okunmuştur.
|
|
|
|
Yazarlar |
|

|
, |
|
. |
|