Polisin 'paso'su holigana mı geçiyor?
|
Bazen çelişkileri hayatın bizatihi kendi dengesi önümüze atıyor. Önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, o ünlü ‘açılım’ toplantılarından birini rektörlerle gerçekleştirirken, dışarıda gösteri yapanlar, demokratik haklarının karşılığında polisin ‘orantısız güç kullanımı’yla, sille-tokat dayak yiyiyordu. Tesadüfe bakın ki Dolmabahçe ve civarı, dün yine şiddetin merkeziydi. Beşiktaş’la Bursaspor arasında oynanan Süper Lig maçı öncesinde, iki takım taraftarları birbirine giriyor, ortalık karışıyor, bıçaklar çekiliyor ve nihayetinde dört kişi kanlar içinde hastaneye kaldırılıyordu.
ORANTISIZ GÜÇ Evet, dünkü maçta Bursaspor taraftarı 7.5 yıl sonra İnönü’ye girdi. Hesapta ortama ‘Barış rüzgârları’ hâkim olacaktı. Ama futbol kamuoyunda herkes potantiyel olayların kapıda beklediğinin farkındaydı. Peki yapılması gereken neydi? Öğrenciler için yapılan ‘özel’ hazırlıklar kadar, holiganlara karşı da teyakkuzda olmak... Herhangi bir siyasi eylem öncesinde şehir dışında eylemcileri otobüslerden indirip ‘demokratik haklar’ın kullanılmasını engellemeye çalışmayı düşünmek kadar, bu ‘potansiyel suç unsurları’ için de benzer çabalara girişmek... Mesela dünkü olaylar ta Gebze’de başladı. Olayların böyle gelişeceğini tahmin etmek ve önlemleri, daha önceden almak zor muydu? Peki ya stat içindekilere ne demeli? Stada giren bir grup Yeşil-Beyazlı taraftarın, koltukları söküp ‘Eski Açık’taki Beşiktaşlılara yağdırmalarına niye fırsat tanındı? Üstelik bütün bu eylemleri yapanlar, hiçbir şey olmamış gibi maçı 90 dakika ‘normal’ seyirci statüsünde izledi. Tabii ki derdimiz, öğrenciye ya da eylemciye ‘girişen’ polisin, seyirciye de ‘girişmesi’ değil. Polisin demokratik hakkını kullanana reva gördüğüyle, ‘potansiyel suçlu’ya karşı gösterdiğindeki ‘standartsızlık’. Asıl önlem alması gereken yerde yetersiz kalması. Neyse, biz de meseleye uygun jargonla bitirelim: Önümüzdeki eylem ya da eylemlere bakalım...
Uğur Vardan / Radikal Gazetesinden 06.12.2010
 Facebook'ta paylaş
Bu haber 2496 kez okunmuştur.
|