
FUTBOL BİTTİ, İŞ “EN KRALINDAN SOYUNMA ODASI BASILIR”A GELDİ
Yabancı hakem isteyen Demirören, Uruguaylı Jorge Larrionda gelirse ne yapacak?
Polat,"Zirveyi hakemler belirliyor" derken G.Saray'ın eski zirvelerini mi anımsatıyor?
En sonunda bu günleri de gördük.
Şu eski 3 büyükler ne hallere düştü.
"Para,şan,şöhret,stat,yardım" alasını aldılar, hem doymadılar hem de işi yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Baktılar olmuyor, sonunda futbolu bırakıp "Soyunma odası basılacaksa alasını yaparız"a geldiler, dayandılar.
Yani, tehdide.
Yani, anarşiye.
Aykut Kocaman, başkanını dinleyip penaltı atışması ile başlattı tartışmayı.
Adnan Polat, "Zirveyi hakemler belirliyor" dedi.
Serdar Adalı da, "Soyunma odası basmakta en iyisiyiz" diye çıktı ortaya.
Futbolun başında bu kadar dert varken şimdi de "Aziz Yıldırım mı daha iyi soyunma odası basar yoksa Adalı mı? Hodri meydan!" dalaşması sardı sayfaları, ekranları.
Bunlar, İstanbul'un ve Türk Futbolu'nun beyefendi(!) yöneticileri mi, yoksa Osmanlı'daki Galata külhanbeylerinin son kalıntıları mı, belli değil.
Bir tek ceketi omuza atıp, Federasyon'un önünde,"Heeeeeeyyyyyt, Allahh beeee!" çekmedikleri kaldı.
Polat'ı da boş geçmemek lazım.
Eğer, zirveyi hakemler belirliyorsa, Galatasaray da daha önce birçok defa zirvede kaldığına göre "Hayrola, ne iş?" demezler mi bay Polat'a?
Aynen yönetimleri gibi, demeçleri de tam bir rezalet.
Bu keşmekeşlik, Yıldırım Demirören'siz olur mu?
Aynen balıklama atlıyor ve "Beceremiyorlarsa yabancı hakem getirsinler" diyor. Amaç, laf olsun torba dolsun cinsinden camiaya şirin gözükmek. Hiç düşünmüyor ki, daha dün gibi.
Güney Afrika 2010 Dünya Kupası'nda İngiltere-Almanya maçında Lampard'ın şutu tam 1 m içerden çıktı ama hakem Jorge Larrionda golü vermedi. Ardından hiç de böyle "En kralından soyunma odasını basarız" diye ortaya çıkan olmadı.
Şimdi ben de diyorum ki;
"Demirören Bey, madem yabancı hakem istiyorsun, al sana Uruguaylı Larrionda. Federasyon onu getirsin, senin maçlarını yönetsin"
Evet, buna ne cevap verecek acaba?
Kamil Abitoğlu'nun vermediği gayet net 2 kırmızı kart ve 1 penaltı ile birlikte Schuster'in de başarısızlığını görmüyorsan, senden kesinlikle spor adamı ve yönetici olmaz.
ANADOLU ARTIK YEM DEĞİL
Beşiktaş'ın göremediği daha doğrusu görmek istemediği bir olay daha var.
3 kuruşluk Karabükspor, çıktı takır takır futbol oynadı. Çoğu zaman, Beşiktaş'ı ezdi geçti. 10 milyon Euroluk futbolcu haline gelen Emenike'nin ayağının kırılmaması mucize. Hakemden asıl şikayetçi olması gereken Karabükspor ve İbrahim'in kasti tekmeleri ile istikbali körelebilecek Emenike.
Fakat gelin görün ki hiçbirinde çıt yok. Çıkarsa, zaten dinleyen de yok.
Teknik Direktör Yücel İldiz, maçtan sonra,"Bizde sadece teknik analiz konuşulur o da kendi aramızda" diyerek gerçek bir büyüklük örneği veriyor.
Beşiktaş 9 kişi kalsa, bir de penaltı verilse Karabükspor rahat 5-1 yapar. Fakat bu gerçeklere herkes gözlerini kapatıyor. Ondan sonra da haktan hukuktan bahsediliyor. Onlara göre Anadolu, eski arenalarda gladyatörlere yem olarak bekletilen mahkum takımı.
Ancak, geçti o devirler.
Eski 3 büyükler hala bunu göremiyor ve kabullenemiyor.
BURSASPOR SESSİZ VE DERİNDEN
Beşiktaş,Fenerbahçe,Trabzon ve Galatasaray birbirini yerken, en doğrusunu Bursaspor yapıyor;
Sessiz ve derinden.
Etliye sütlüye karışmadan, kimseye bulaşmadan hedefe doğru ilerliyor. Bunu fark eden Şenol Güneş, Sadri Şener'in tersine Bursaspor'u da işin içine sokmaya çalışşa da Allah’tan onu dinleyen fazla yok. Güçlenen forveti ile Bursaspor'un geçen sezondan daha iyi olacağı kesin.
Miller için,"Bırakın ilk yarı attığı 21 golü, Bursaspor'da 11 gol atsın yeter" demiştim. Kaldı 9 gol. Bunlarla 25 puan gelse, 10 puan da arkadaşları getirse 79 puan olur ve şampiyonluk yine Bursa'da kalır.
İnce bir hesap ama, net ve açık.
GENÇOĞLU'NU ANIYORUZ
İstanbul'a karşı sürdürülen mücadele devam ederken, eski başkanlarımızdan merhum Mümin Gençoğlu'nu ölümünün yıldönümünde, bir kez daha rahmetle anıyoruz. "İstanbul'a karşı dik durabilmek için tesis şart" diye yola çıkan ve Bursaspor'a ilk tesisi kazandıran Mümin Gençoğlu'nu unutmak mümkün değil.
Mustafa Tuncakın / Bursa Hakimiyet Gazetesi - 08 subat 2011 tarihli yazısı.
 Facebook'ta paylaş
Bu haber 2669 kez okunmuştur.
|